6 Kasım 2014 Perşembe

Sabun Yapımı Bölüm 2: Yağların Kardeşliği

       Birinci bölümümüzde sabun yapmak için temel malzemeleri saymıştık. Bu bölümde ise basit bir tarifle sabun yapımını konuşacağız.

       Birinci bölümde de söylediğim gibi sabun yapımı için en olmazsa olmaz malzemeler kostik ve yağ. 
Kostik yani sodyum hidroksit çok güçlü bir baz. Yağ asitleri ile karşılaşınca ortaya bir tür tuz olan sabun ortaya çıkıyor(muş diye biliyorum. Hey,sonuçta kimyager değiliz dostum.) Gliserin falan fişman da var galiba, sanki öyle bir şey de okumuştum. Dur bir formül vardı şuralarda bir yerlerde. Bir sn...
       Kimyadan anlayanlar bakıversin işte. Galiba şöyle diyor : Yağı koydun üstüne su ile kostik ekledin ısıyla ortaya tuz artı gliserin çıkar. ( Her ne haltsa, zaten lisede kimyam  ikiydi.)


       Bu sıkıcı kısmı geçtiysek bize lazım olan yağları sıralıyorum. Genellikle zeytinyağı, hindistancevizi yağı, hint yağı, palm yağı, shea yağı, jojoba yağı pek sıcak gelmese de hayvanlardan elde edilen yağlar sabun yapımında sıkça kullanılıyor. Ben formülümü oluşturuken elimde o anda ne varsa onu kullandım açıkçası. İlk deneme için çok fazla uçmadım. Lakin formüllere geçmeden önce bilmemiz gereken birkaç temel bilgi daha var. 

          TEMEL SABUN YAPIMI

       Sabun yaparken öncelikle açık havada, iyi havalandırılan bir yerde kostiği soğuk suyla çözüyoruz. (Bence balkonda yapın, tedbirden zarar gelmez. Sabun yapacağız diye kendimize zarar vermenin anlamı yok.) Soğuk su kullanmamızın sebebi kostiğin suyu ısıtması. Çok yüksek sıcaklık istemiyoruz. Ne kadar kostik diye aklınızdan geçiyor biliyorum. Azıcık daha sabır lütfen. 

        Tamamsa ikinci aşamaya geçebiliriz.

       Yağlarımızı da çelik bir kapta ısıtıyoruz. Yağ ile kostik çözeltisinin arasında 5-10 derece olacakmış.( ben yaparken 40 dereceye 50 derece gibi ayarladım.)

       Bu da tamam.

       Geldik en civcivli yere. Karıştır karıştır karıştır...Ben ilk denememde acemilikten tencereye kostik çözeltisini boşalttım. Çelik tencerenin ısıyı tutacağını akıl edemedim ve birazdan bahsedeceğim "trace" iz bırakma diye çevirebileceğim  kıvamına hemen geldi ve yine daha sonra bahsedeceğim küçük bir sabun volkanı sahibi oldum. Bu yüzden ikincide başka bir kapta karıştırdım.

       "Trace" yani İz Evresi nedir? 
      
         Bu evre yağ ve çözeltimizin sabunlaşmaya başladığı evredir. Kek hamuru ile puding kıvamı arasında bir şey. Çırpım yaptığınız malzemeyi karışımdan çıkardığınızda akanlar hafifçe üstünde kalıyorsa olmuştur işte. Çırptıkça kıvamı değişiyor işte.
      
        Ahanda şöyle
                                                www.soapqueen.com

Öncelikle çeviriler birebir valla başka bir tabiri varsa iletin değiştireyim ben araştırmalarımı İngilizce yaptım ondan böyle

Light trace yani Hafif İz Evresi: Yukarıdaki resimdeki gibi oluyor. Alttaki gibi normal sabunlar için uygun.

                                                      www.etsy.com
Ama yok ben çok afili şeyler yapacağım diyorsanız biraz daha koyu kıvamlı bir bir karışıma ihtiyacınız var.
                                                www.techsoap.com

       Çok dağınık bir yazı olmuş olabilir. Amacım bir yandan kendime de yazılı bir kaynak oluşturmak. Kendim de dağınık bir insan olduğum için yazılarım da bu şekilde işte ne yapayım. Eğer bana bu kadar sabrettiyseniz basit bir sabun formülü ile yazıyı bitirelim.

       150 gr Hindistancevizi yağı (Doa Kozmetik)
         40 gr Shea yağı                (Doa Kozmetik)
         10 gr Hint yağı                  (Mecitefendi    )
       300 gr Zeytinyağı                (Marketten en ucuzunu aldım)

      190 gr Su ( saf su tavsiye ediliyor, ben şişe su kullandım)
        70 gr Sodyum Hidroksit ( marketten lavabo aç aldım)

       İz Evresinde ise 10 ml Lavanta Yağı (Doa Kozmetik)

      Bunlar hazırsa yukarıdaki söylediklerimi/yazdıklarımı -güvenlik önlemlerini alarak; çocuk, kedi, köpek varsa uzaklaştırarak- uygulayın. Karışımı bir kaba dökün, 24 saat bekleyin, yine eldivenlerinizi giyerek kalıptan çıkarıp kesin ve 4-6 hafta hava alan bir yerde kurutun. Shea, hindistancevizi falan yoksa; 

       Zeytinyağı Sabunu
      
       500 ml Zeytinyağı
       190 ml Su
         64 ml Sodyum Hidroksit   
   
      Tarifi ile zeytinyağlı sabun yapabilirsiniz. Ama bunu  kuruma süresi biraz daha uzun. Yaklaşık 4 ay falan. Ben ikisini de yaptım. Mutfakta dolapta duruyor. Gidip gidip dürtüyorum, elimi yıkıyorum falan. Ama yapmamak lazım bunları. Akıllıca beklemek lazım.


Epilog

Ne olur çok dikkatli olun, bu işi başka kaynaklardan da araştırın. Bana bir şey olmaması size olmayacağı anlamına gelmez, yaşı küçük kimse varsa büyüklerinden habersiz kesinlikle yapmaya kalkışmasın. Çalışma alanınıza mutlaka gazete yayın. Uzun kollu kıyafetler giyin, önlüğünüz olsun. Aman canım demeyin. Sonra gelip bana çemkirmeyin diyeceğim ama canınız yanarsa çok üzülürüm. Sormak istediğiniz bir şey olursa çekinmeyin. Deneyip başarılı da başarısız da olsanız sonuçları benimle paylaşın.  Bir dahaki bölüme kadar esen kalın.









2 Kasım 2014 Pazar

The Soap Club

        

       First rule of soap club tabi ki yaptığın sabunlar hakkında konuşmak. O kadar konuşmak ki herkese anlatmak... Hatta herkesi bıktırmak, olabilir bence.
       
       Bir tür yaşam tarzı haline getirdiğim her şeyden biraz anlamak benim için yeni şeyler denemek anlamına geliyor aslında. Biraz keçe, biraz dikiş, biraz amigurumi... Şimdi ise yeni hevesim sabun yapmak. Sabun yapmak oldukça eğlenceli ve kolay bir iş. Sadece dikkat edilmesi gereken belli oranlar var. Bir de sodyum hidroksit, yani NaOh, yani kostik. Sodyum hidroksit katı sabun yapımında kullanılıyor. Eğer sıvı sabun yapmak isterseniz kullanmanız gereken kimyasal potasyum hidroksitmiş. Ben şu aşamada sıvı sabun yapmayı düşünmediğim için kimyasalım sodyum hidroksit oldu. 

        İşimde de sodyum hidroksit kullandığım için maddeyi biraz tanıyorum. Hatta kendisini can düşmanım listesine sokmuşluğum da var. Değdiği yeri -eğer farketmezseniz- önce kaşındırmaya başlıyor sonra da hafif hafif yakmaya. Ben deneylerde çok küçük miktarlarda kullandığım için büyük kimyasal yanıklarla karşılaşmadım ama ilk birkaç ısırığından sonra da eldivensiz hiçbir işlem yapmadım kendisi ile. Şükürler olsun ki gözüme falan da hiç gelmedi ama böyle sıkıntılar yaşayanlar olduğunu dinledim. Oldukça korkunç. Temas dışında su ile karışması esnasında çıkan dumanı solumak da oldukça tehlikeli. Kendisi ile ilgili küçük bir araştırma yaparak daha çok bilgiye ulaşabilirsiniz. Demem o ki sabun yapmanın en ve tek korkunç malzemesi NaOh. Bu yüzden sabun yapmayı düşünen herkese koruyucu gözlük, eldiven ve maskeyi zorunlu güvenlik malzemesi olarak tavsiye ederim.
      
        Şimdi sabun yapımını anlatmadan önce söylemem gereken şey şu benim yaptığım sabunlar Cold Process olarak geçen sabunlar. Yine internette araştırma yapabilirsiniz. Hemen örnek göstereyim.
         
                                                                       www.etsy.com
    
  
   Sabun yapımı için öncelikle sahip olmanız gerektiğini düşündüğüm alet edevatı anlatmak istiyorum. İşlemi yaparken fotoğraf çekmediğim için görselsiz bir yazı olacak. 

1) Hassas tartı
Hassas tartı malzemeleri ölçmeniz için elzem bir alet. Benim araştırdığım kadarıyla ölçümlerin tam olması gerekiyor, hataya çok fazla yer yok. Ben dijital bir mutfak tartısı kullandım.

2) Plastik sürahi/kap
Sodyum hidroksit ve suyu karıştırmak için kullanılacak. Isıya dayanıklı cam kap da kullanılanilir ama evimizde borcam dışında ısıya dayanıklı pek bir şey yok. (Cam kullanılmamasının sebebi hidroksitin suyla karıştığında ısınması.)

3) Çelik tencere
Yağlarımızı ısıtmamız için çelik bir kap kullanmalıyız. Çünkü kostik ve alüminyum bir araya gelince hidrojen gazı(diye biliyorum, hidrojen değilse bile acayip yanıcı test edildi, bana güvenin) üretiyorlar. Niyetimiz uçan balon değil, ortalığı ateşe vermek hiç değil.

4) Tahta çubuklar
Valla evde çöp şiş çubukları vardı. Ben kostik ve suyu karıştırırken kullandım. Yine yukarıdaki sebepten. Kaşıklar çatallar neden yapılma bilmiyordum, bakmaya da üşendim.

5) El blenderı
Sanırım bu arkadaş opsiyonel. Çünkü eli çırpıcısı kullanan da var. Ama blender işlemi kısalttığı için ben blender kullanmayı tercih ettim.

6) Bulaşık eldiveni
Ölçme, tartma en önemlisi yukarıda yazdığım KOSTİK!

7) Koruyucu gözlük
KOSTİK

8) Maske
KOSTİK

9) Kalıp
Kalıp işi biraz tercih meselesi. Ben pringles ve dondurma kutusu kullandım. İçlerine de yağlı kağıt koydum. Pringles kutusuna gerek varmış, dondurma kutusuna gerek yokmuş. Silikon kalıplar ve tahta kalıplar var.
                                Bunlar gibi

Sabun yapımı için fiziksel ekipmandan aklıma gelenler bunlar. Belki spatula eklenebilir.

Buraya kadar okuduysanız benim sabunlarımı da görmek istersiniz diye düşünüyorum.
İkinci gün kesimden sonra köpükler.

          
Yuvarlak olanlar hindistan cevizi ve  shea yağlı, lavanta kokulu; iki renkli olan ise zeytinyağı, süt tozu ve kakao katkılı...



2. Bölüm: Yağlar ve tarifler


        
       
24 Ağustos 2014 Pazar

Gönül Ne Mey İster Ne De Meyhane, Gönül İnce Bel İster Rejim Bahane!

       Çocukken oldukça zayıftım. Hatırlarım bir seferinde şemsiyeyle ayaklarım yerden kesildi. Lakin siz diyin genetik faktörler ben diyeyim baklavalar, pastalar,börekler...boyuna gelişim yerine enine gelişim hızlandı. Birkaç yıla kadar yine fena değildim ama 2014 bana uğursuz geldi 62 kiloyu buldum.  Yani bulmuşum. Tartıya çıkıyorum amam hep aman bu fazla, aman çok giyiniğim, yok çok su içtim... Bir sürü ''su''dan bahane.( Halbuki ekler yemekten) 
                                                        Oh yessss!

       Bir de spor olsun diye folklor öğrenmeye gidiyoruz. Allahtan ki gidiyormuşuz. Figürleri tekrar etmek için kendimizi kameraya çekiyoruz. Ertesi gün videoyu izliyoruz baktım ki bi şişman var arkadan aynı bana benziyor. Sonra o şişman kameraya gülümsüyor. Anaaaam, aynı ben... Sanki ikizim. Orada karar veriyor 6 kilo veriyorum. Sonra rejimi bırakıyorum 1 kilo alıyorum . O arada bel falan almış başını... Hadi çok uzattım. Anlayacağınız. Kilo vermek zor azizim ki yine rejimdeyim, spordayım. Gülerken karın kaslarım agrıyor o derece. 
       Sonra şu waist trainingcileri falan buldum. Bence saçma ama korseler çok nefis. Durmadı  diktim bir tane. 

                             Korsem ve ben


       Korseyi yaparken http://www.craftster.org/forum/index.php?topic=122286.0#axzz3BKf9JuaH linkinden  faydalandım. Tabi o hatun benden daha az kıvrımlı olduğu için alt ve üstten ayarlamalar yapmam gerekti. Neticede zor bir iş değil. Sadece uğraşmak gerekiyor. 
      Korseyi ne mi yapıyorum, evde giyinip ejderha avcılığı oynuyorum, ne yapacaktım ki?


N For Nurettin

Uzun uzun aradan sonra aklıma blog geldi yeniden yazayım dedim. Aranın sebebi bir şeyler yapmamam değil aslında. Bu yıl çok hareketli ve yoğun bir sezon geçirdim. Aslında kısacası dikkati dağınık bir insan olduğum için blogla falan ilgilenemedim, projelerimin çoğunu erteledim. Yoğunluk-durgunluk dönemini atlattıktan sonra azıcık harekete geçtim ve bir şeyler üretmeye hız verdim diyebilirim. 
                   Sizi Nurettin ile tanıştırayım.
Nurettin malesef özgün bir çalışma değil, bildiğiniz (ç)alıntı. Orjinali ile arasında çok ama çok az fark var. İki ayağım bir papuca girdiği için beğenip kaydettiğim örneklerden birini yapıverdim. Gök Tengri beni affetsin. ( kaynağını bulduğum anda ekleyeceğim, gören duyan olursa bana ulaştırabilir)
       
       Bundan sonra eğer üşenmezsem diktiğim korse, elbise ve kimono; ardından ev yapımı ruj ve krem allık ardından da müthiş kış botlarımı yayınlayacağım. 

  Offf bu ne sıcakmış anasını satiim!!! 

Kalın sağlıcakla...
18 Şubat 2014 Salı

Pisi Pisi

Henüz ''mart'' ayı gelmedi farkındayım hemen nereden çıktı bu kediler demeyin. Bu sene kış görmediğimizden mütevellit kedicikler haftalar öncesinden aşk yaşamaya başladılar. 

 Ama bu kediler öylesine yaramazlar ki bir türlü düzgün çıkmadı fotoğrafları. Öyle denedim, flaşlı çektim. Flaşsız çektim. Ayar yapmaya çalıştım. İnat ettiler.
 Sanatçı burada kedilerden illallah ettiğini ifade etmek istemiş 
 Bu da cezaları. Siz yaramazlık eder, benim sözümü dinlemez misiniz. Böyle hediye paketine girersiniz işte.  Ne diyem, gittiğiniz yerde çok uslu durun e mi? Annelerinizi üzmeyin. :)

17 Şubat 2014 Pazartesi

Ormana Hoşgeldin!


       
Yine önceki yaptıklarımdan bir kapı süsü. Sanırım bu modeli çalışmayanı budaklı meşe odunuyla kovalıyorlar. Yine de hakkını yiyemeyiz, en çok sevilen modellerden biri bu, adeta bir klasik. ( Yazdım yazdım, yanlış bir hareketle hepsini sildim. Modelin suçu yok ama sallıyorum işte...) Hayvanları çok seven güzeller güzeli bir kızçe için hazırladığım temel bir çalışmaydı. Detay diyebileceğim mavi - yeşil sarmayla gökyüzü ve çayır efekti vermeye çalışmam var. Bir de bulut sayılabilir. Ama istek üzerine yaptığım ilk işim olduğu için heyecanla yapmıştım o ayrı. Neyse fazla baymadan birkaç şablon paylaşayım da bu posta da son vereyim. (Çizimler bana ait değil. Kayıt almamışım, üzgünüm :()


15 Şubat 2014 Cumartesi

Çok Sevimli Değil Miyim?













Önceki gün küçük bir kare paylaştığım oğlan bebek figürlü yastığı bitirdim. Yastığım ketenden, biyelerim maviden. Biye diktim. İlk sefer için fena olmadı . Biye yapımını buradan aldım.Bu yastık modelini de yine flickrde gezerken buldum, tavsiye ederim.
Bir de bunun kız bebeklisi de var ki parmaklarınızı yersiniz. Dilerseniz size de yapabilirim aynısından. Herhangi bir sorunuz, isteğiniz olduğunda bana green.fairy@windowslive.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Bir kaç fotoyla daha taçlandıralım bu yakışıklı oğlanı.
 Bu fotoğrafta da paketimizin içine girdik, teslimata hazırız.

14 Şubat 2014 Cuma

Bir Keçe Klasiği; Kapı Süsü

Öncelikle itiraf etmem gereken bir şey var. Fotoğrafların kalitesi de yerlerde sürünüyor beya! Aslında makineyle daha afili bir şeyler ayarlayabilirim lakin elimdeki aletle çek, yaz, paylaş kolay oluyor. Sırf üşengeçliğimin kurbanıyım diyebilirim dostlar, yurttaşlar. Bir süre idare ediverirsiniz di mi?
       Gel gelelim konu başlığını doldurmaya. Ben bu işin gazını kapı süsleriyle aldım aslında. İlk kendime yaptım arkası da geldi. Bu yaz bir evalara sarmıştım; ama küçük bir yerde yaşadığımdan malzeme işi sorun oluyordu. Ten rengi stokları bitince keçelerim aklıma geldi. Hemen gelmedi ama arada az bir zaman dikiş de diktim. Kol takmaya gelince sıkıldım. Haydi, gene uzattım.
        Ne diyordum, heh, bu kapı süsü için bi strafor halka almıştım. Bayağı bir süre yedekte bekledi. Sonracıma baktım, inceledim. Kendime göre bir şeyler yaptım gitti. Bu  rengarenk kapı süsü de haliyle rengarenk bir karakter için tasarlandı ve yapıldı. Hepsi elde dikildi. ( Dikiş tekniğim düzeldi ama annem bile onayladıysa ilerleme var demektir, naberrr) Kuşları zaten biliyorsunuz, çok kullanılan bir figür. Ama canım yapraklar çok yakışmış değil mi? Defalarca denedim nasıl olsun diye en basiti en güzeli oldu.
        Pek uzattım farkındayım. Ben yazarken sıkıldım. Resme bakıp sekmeyi direkt kapayabilirsiniz valla alınmam bak;)

13 Şubat 2014 Perşembe

It's A Boy!

 Bir projeyle daha karşınızdayım. Bu proje de yine bir bebek, Rüzgar Alp bebek için hazırladığım dekoratif yastık. Zarif anneleri Merve Hanımla görüşüp vardığımız mutabakat sonucunda krem keten kumaş üzerine minik bi prens konduruvereceğiz. Kendisinin ilk karesini paylaşmadan duramadım , bitmiş halini de ekleyeceğime şahitler huzurunda yemin ediyorum.

Bu aşamada bana ciddi yardımı dokunan sevgili Yasemin'e de teşekkür etmeden duramayacağım. Sağol atölye arkadaşım....


12 Şubat 2014 Çarşamba

Fındıkkıran

Baleyi çok severim, balerinlere de hayranımdır. Bu konudaki bilgim Anna Pavlova'dan öteye geçmese de balerinlerin  yaz günü uçuşan karahindiba tüyleri gibi süzülüşleri benim pek hoşuma gider. ( cümleye gelll hanım, betimlemeye gellll)
Neyse efendim bu kadar girizgah  yeter. Aslında lafı bağlamaya çalıştığım yer ben güzeller güzeli bir balerin yaptım. Flickrde gezerken dehşetengiz güzel şeylere denk geldim. Neden yapmayayım ki dedim ve yaptım. Bulduğum şablon bu, aldığım adres de  burası.  Benim balerinam da hemen altında.


Balerinim ince keçeden kesilip dikildi. Boncuk elyafla dolduruldu. Gözleri cam boncuktan, eteği ise nikah şekerinden. Olanaksızlık insanı yaratıcı yapar. Orjinalinin aksine ben saçlarını keçeden kesmedim, yün keçeden yapmayı tercih ettim. Yaptım oldu ki..Çok da iyi oldu.
11 Şubat 2014 Salı

I am your father, Luke...

Bir haftadır üzerinde uğraştığım bir projem var. Star Wars temalı bir bebek mobili. Sağa döndüm sola döndüm, interneti talan ettim diyebilirim. Kimini gözüm yemedi, kimi içime sinmedi. Çabuk sıkılan bir insanım bunu da göz önünde bulundurarak beni çok zorlamayacak bir kaç örnek buldum ve yorumladım. Tamamiyle özgün olmasa da tam anlamıyla kopya da değil. Hem sevgimi kattım ben. Gökkubbemiz altında yeni bir şey olmadığını da hatırlatarak sevgili Luke, Leia, Jabba ve sevgili efendimiz, ustalar ustası Master Yoda huzurlarınıza geliyor.
Dağınıklığın görünen tarafı gayet açık, siz bir de sahibinin gözünün ardını görün.

Geçmişten günümüze...

Yaptım, vallahi sonunda yaptım. Yıllardı söylenip duruyordum, bir senedir de falan kesin karar vermiş gibiydim. Keçeleri dikişleri falan hep paylaşayım buralarda diyorum. Kendim için değil yakınlarımın ısrarıyla katıldım Kenan Bey.
Buradan emeği geçen bacılarıma sesleniyorum:
- Haydi hayırlısı....
Bir de ne olduğu, olacağıyla ilgili minik bir önizleme var tabi.

 

Blog Template by BloggerCandy.com